22 Mayıs 2015 Cuma

100 Yıllık Çınarın Çöküşü: Aris




Giriş

Ülke ekonomisi bir futbol kulübünü ne kadar etkileyebilir ki? Hem de 4 yılda... İşte bu sorunun cevabını kendi üslubumla bir bilgi yazısı ile vereceğim size. Keyifli okumalar.

Bizzat desteklediğim Yunanistan’ın köklü kulüplerinden Aris’in Avrupa arenasından, Süper Lig’den nasıl bu hallere geldiğine dair bir bilgi yazısı ile karşınızdayım. Yunan futbolu ile uzaktan ilgilenenlerin şuanda ‘ne olmuş ki Aris’e ya?’ dediklerini duyar gibiyim. Neler olmadı ki Aris’e? 4 sezon önce UEFA Avrupa Ligi’nde Forlan’lı, Reyes’li, Simao’lu, Agüero’lu Atletico Madrid’i hem içerde hem dışarda mağlup edip gruptan çıkan Selanik ekibi Aris, şuanda Yunanistan 3. Liginde mücadele ediyor.


Sezon sezon büyük düşüşün nasıl gerçekleştiğini anlatacağım. 2010-11 sezonundan başlayalım.






2010-11 Sezonu


Aris; bir önceki sezon kupada Panathinaikos ile final oynama başarısı göstermiş, finali 1-0 kaybetse de Panathinaikos ligi şampiyon tamamladığı için Avrupa biletini almıştır. 

 UEFA Avrupa Ligi 3. Eleme turunda Jagiellonia’yı 2-1 ve 2-2’lik skorlarla eleyerek Play-off turuna kalan Aris, gruplara kalmak için Austria Wien ile kozlarını paylaşacaktı. İlk maç Selanik’te oynandı. 90. dakikada Ruiz’in golü maçı 1-0 Aris lehine sonuçlandırdı ve Avusturya’ya takımını avantajlı götürdü. Wien deplasmanından da 1-1’lik sonuçla ayrılan Aris, UEFA Avrupa Ligi’nde gruplara kaldı.

Grupta Rosenborg, Atletico Madrid ve Bayer Leverkusen ile eşleşen sarı-siyahlıların işi hiç kolay değildi. Aris, grubun favorisi Atletico Madrid’i deplasmanda 2-3, evinde de 1-0 yenerek İspanyol rakibini saf dışı bıraktı ve gruptan 2. sırada çıktı. Son 32 turunda rakip; Edin Dzeko’lu, Mario Balotelli’li, Yaya Toure’li Manchester City idi. İlk maçta muazzam bir seyirci desteği ile rakibini salladı ancak yıkamadı Aris ve İngiltere’ye 0-0’lık sonuçla gidildi. Etihad Stadyumu’na büyük umutlarla gelen Aris, arkasına 8.000 kişilik deplasman desteğini almış, İngiliz devini eleme hayalleri kurmuştu ancak umulan değil, beklenen oldu. Ev sahibi ekip Dzeko (2) ve Yaya Toure’nin golleriyle sahadan 3-0’lık galibiyetle ayrıldı ve Yunan ekibi için Avrupa defteri kapandı. Ligde de gelecek sezon Avrupa kupalarına katılmak için yarışan Aris, sezonu 6. bitirdi ve Avrupa biletini alamadı.


2011-12 Sezonu


Yunanistan’da patlak veren ekonomik kriz, 2011-12 sezonunun başlarında spor kulüplerini de vurmaya başladı. Yönetimin bu konudaki umursamazlığı, devletin Aris üzerinde herhangi bir destek vermemesi, fitili ateşleyecek baş sebepler olacaktı.
Sezona çok kötü bir başlangıç yapan Aris, oynadığı 9 maçta aldığı 7 puanla ligin dibine demir attı. Sezonun ortalarına doğru toparlanmaya başladı ve 11 maç üst üste kaybetmeyerek üst sıralara tırmandı. Sezonu yine 6. sırada bitiren Selanik ekibi, Avrupa umutlarını gelecek sezona saklıyordu ancak büyük felaketin gittikçe yaklaştığının farkında değildi kimse.



2012-13 Sezonu

Yaz döneminde yaklaşan ekonomik felaket patlak vermeye başladı. Umursamaz başkan istifa etti. Başkan değiştiren Aris, takımın kilit oyuncuları
Nery Castillo, Michalis Sifakis, Ricardo Faty, ve Neto ile yolları ayırma kararı aldı. Takım için çok radikal bir karar alınsa da ekonomik açıdan yük biraz olsun hafifledi. Sezonun büyük bir bölümünde küme düşmeme mücadelesi veren Aris’e artık ‘küme düştü’ gözüyle bakılıyordu ancak Selanik ekibi son 6 haftada sadece 1 mağlubiyet aldı ve mucizevi bir şekilde ligde kaldı.


2013-14 Sezonu

Ekonomik kriz sezon başında artık patladı. Yöneticiler, taraftarlar, oyuncular… Aris’e gönül vermiş birçok kişi bu sezonunun nasıl geçeceğini merakla bekliyordu. Birkaç sezon Avrupa arenasında destekledikleri takımlarının küme düşmesini göreceklerdi belki de. Öyle de oldu. Geçen sezondan kadroda kimseyi tutamayan ve yoluna altyapıdan çıkardığı oyuncularla devam eden Aris, 100. yılında küme düştü.

Temmuz ayında Yunanistan Futbol Federasyonu Aris’e bir teklif sundu. Kulüp; ya borçları ile 2. ligden yoluna devam edecekti, ya da tüm borçları silinmiş bir şekilde 3. ligden sezona başlayacaktı. AEK’in de kullandığı ikinci seçeneği tercih etti Aris, ancak geri dönüşleri AEK kadar hızlı olmayacaktı. 3 sezon önce Atletico Madrid, Leverkusen, Manchester City gibi devlere karşı takımına destek veren Aris taraftarı, takımlarını ilk kez 3. ligde izleyeceklerdi. Birçok taraftar bu karardan dolayı hayal kırıklığına uğrasa da kulüp ekonomik yönden tertemiz bir sayfa açtı.



2014-15 Sezonu

3. ligden yepyeni ve temiz bir sayfa açan Aris’te hedef, önlerindeki 2 sezonda Süper Lig’e geri dönmekti. Transfer edeceği oyuncuları 2 yıllık Süper Lig planı ile ikna eden Aris, uzun yıllar Süper Lig takımlarında forma giymiş Mauro Poy, yine Süper Lig ekibi Platanias’tan Vasco Fernandes, Levadiakos’tan Nikos Georgiadis gibi tecrübeli oyuncuları kadrosuna kattı.

Yaptığı transferlerin ardından Aris’ten rahat bir şekilde 2. lige çıkılması bekleniyordu ancak öyle olmadı. İlk 5 haftada aldığı 2 galibiyet, 2 mağlubiyet ve 1 beraberlik ile taraftarlarını hayal kırıklığına, medyayı ise şaşkınlığa uğrattı. Bu kötü başlangıcın ardından muazzam bir form yakalayan sarı-siyahlılar, 14 maç üst üste kaybetmedi ancak Aris için büyük bir sıkıntı vardı; 14 maçlık yenilmezlik serisi sırasında ligdeki en büyük rakibi Panserraikos da maç kaybetmedi ve ligden sadece 1 takım yükselecekti. Lige federasyon kararıyla -4 puanla başlayan Aris, tüm maçlarını kazanıp rakibi Panserraikos’un puan kaybetmesini beklemek zorundaydı. Halbuki o 4 puanın onları şampiyonluktan edeceğinden haberleri yoktu…

14 maçlık yenilmezlik serisinin ardından deplasmanda Doxa Dramas karşısında 1-0’lık mağlubiyet alan Aris’in lider Panserraikos ile arasındaki puan farkı 4’e çıktı. Doxa maçının ardından oynadığı 9 maçı da kazanan Aris, bu 9 maçın içinde evinde Panserraikos’u da 1-0 mağlup etti ve puan farkını 1’e indirdi. Şampiyonluk için kalan 5 maçı kazanıp, rakibinin puan kaybetmesini bekleyecekti Selanik ekibi ancak beklenen olmadı, Panserraikos tüm maçlarını kazandı ve 2. lige yükselen ekip oldu.

Yapılan tüm planlar takımın 2. lige yükseleceği yönündeydi. Bakalım Aris yönetimi gelecek sezon futbol şubesine yine yatırım yapıp takımı 2. lige mi çıkarmaya çalışacak, yoksa Aris efsanesi alt liglerde tarihe mi karışacak?

Yazar: Ata Yüzbaşıoğlu
Twitter: @atayuzbasioglu



16 Mayıs 2015 Cumartesi

RAPOR | Robert Mak

        

Profil:

Robert Mak, 8 Mart 1991 tarihinde Slovakya’nın başkenti Bratislava’da dünyaya geldi. Futbola 7 yaşında Slovan Bratislava takımında başlayan Robbie, 6 yıl Bratislava’da top koşturduktan sonra 13 yaşında Manchester City Akademisi’ne katıldı. City Akademisi’nde vatandaşı Weiss ve Filip Mentel ile birlikte oynadı. 17 yaşında Manchester City Rezerv takımına alındı, ancak A takıma yükselme başarısını gösteremedi. 2010 yılında Bundesliga ekiplerinden Nürnberg ile 3 yıllık sözleşme imzaladı. Nürnberg’te geçirdiği 4 sezonda 80 resmi maça çıktı ve 8 gol 7 asistlik performans sergiledi. Geçtiğimiz yaz döneminde 400.000 euro bonservis bedeli karşılığında PAOK’a transfer oldu. PAOK’ta gösterdiği performansa gelirsek; sezona müthiş bir başlangıç yaptı ve Nürnberg’te yaptığı istatistiğin benzerini, hatta neredeyse aynısını PAOK’ta 28 maçta yaptı: 8 gol 6 asist.


Tarz:
Açık alanda hızı ve etkili koşularıyla Milos Krasic’e benzer bir tarzı olduğunu düşünüyorum. Birçok Slovak oyuncuda olduğu gibi içeri kat edip pozisyon yaratma özelliği de bulunuyor. (bkz. Stoch, Weiss)

Güçlü Yönleri:
Tarzda da bahsettiğim gibi; açık alanda çok etkili bir oyuncu Robert Mak. Sağ ayaklı olmasına karşın ters kanatta da önemli işler yapabiliyor ve her iki kanatta da takımına aynı verimi verebilecek olması onu önemli bir kanat oyuncusu kılıyor. Top kontrolü ve dribblingi de iyi seviyede.

Zayıf Yönleri:
Çok yetenekli bir oyuncu olmasına karşın istikrar konusunda sıkıntı yaşıyor Robbie. Sezona muazzam başlamasına rağmen takım performansı ile beraber kendi performansı da düştü ve epey duraksadı. Ne olursa olsun oyunda kalmak futbolun önemli bir kriteri, ancak Mak'ın bu konuda sıkıntı yaşadığını söyleyebilirim. Hata yaptığında çok kolay oyundan düşebiliyor, bu zayıf yönü onun birkaç hafta kenarda oturmasına da neden oldu zaten.

Nasıl Kullanılabilir?
4-3-3, 4-2-3-1 dizilişlerinde etkili olabilir. Keza PAOK bu sezon bu iki seçeneği kullandı. Geçmişte oynadığı takımların hiçbiri 3-5-2’yi tercih etmese de bence Robert Mak’tan bu dizilişte de fayda alınabilir, zira defansif yönü de kötü sayılmaz.

Transfer Durumu:
Haziran 2017’de sözleşmesi bitiyor. Şuanda takımdan ayrılması söz konusu değil ancak Robbie’yi isteyen takımlar 2-3 milyon Euro civarı bir miktarı ceplerinde hazırlamalılar.

Ekstra: https://www.youtube.com/watch?v=TVLhT3Pm4lk

Yazar: Ata Yüzbaşıoğlu
Twitter: @atayuzbasioglu